Bekir’in Kadınları 15. Bölüm - Mehmet ve Kaynanam

Hala olanların şoku içindeydim. Hiç ummadığım kadınla beraber olmuştum. Kaynanamla seks yapacağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Hele birde kaynanamın böyle istekli olması… neler yaşayacağınıbilemiyor insan. Kim derdi ki böyle bir hayatıyaşayacağım?

Kaynanam kimseye söyleme aramızda kalsın dese de olanları Mehmet’le konuşmak için sabırsızlanıyordum. Gün içerisinde buluştuk ve olanları anlatınca, gülmeye başladı.

“Hayırdır ortak neden güldün?” diye sorunca,

“Kadınlar… Annen ve kaynanan, çok tehlikeliler ortak.” Neden bunu söylediğini anlamaya çalışırken.

“Yoksa…”

“Dur anlatayım da dinle. Seninle konuşacaktım ama sen benden önce davrandın.” Neler oluyor anlamaya çalışıyordum.

“Bir gün bu Sümeyye aradı. Nasıl telaşlı. Sakin ol dedim ama nafile. Sümeyye’nin söylemesine göre bu kaynanan şüphelenmiş. Benimle Sümeyye arasında bir şey var diye. Tabi kaynanan biraz sıkıştırınca, o da hemen dökülmüş herşeyi.”

“Nasıl yani?

“Sümeyye’den öğrenmişherşeyi. Yani anlayacağın kaynanan, önce senle yatmışsonra da benimle. Büyük ihtimalle büyük balık yakalamışbunlar, bende nasipleneyim demiş.” Tabi büyük balıktan kast ettiği kişi kendisiydi.

“Vay amına koyim. Benden sonra da senle yattı ha…” Dedim. Mehmet anlatmaya başladıolanları.

Bir gün kaynanan beni aradı. Konuşmak istediğim şeyler var önemli dedi. Numaramı kim verdi diye sorunca, Sümeyye verdi dedi. Neyse bir yerde buluştuk. Baktım üzerinde pileli uzun beyaz bir etek, üstünde de siyah bir ceket. Ceketin içinde de beyaz fırfırlı bir gömlek giymişti. Valla ortak memeleri olanca haşmetiyle çıkmış. Başında da Sümeyye’nin siyah beyaz desenli bir eşarbını takmıştı. Çünkü beraber almıştık. Valla ortak Hanife ve Sümeyye güzelliklerini analarından almışlar. Hele bir parfüm sıkmış, sanki şişeyi boşaltmış. Neyse yemeğe gittik. Bir görsen nasıl rahat. Teşekkür falan etti damadına işbulduğum için. Sonra konu Sümeyye’ye geldi. İşte ben kızlarımıbiliyorum. Onları çok seviyorum falan dedi. Sümeyye’nin kocasından çok şikayetçi ama senden çok memnun. Zaten memnun olmasa sana da vermezdi değil mi?”

“Başka ne dedi?”

“Dedim Bekir benim çok iyi dostum. Onun zarar görmesini hiç istemem hele yaşadıklarımızdan dolayı… Niyetin ne diye sordum doğrudan. Ne olacak oğlum? Bende severim Bekir’i. Hep iyi olsun istedim Hanife’m, çok şükür bana Bekir gibi bir damat verdi dedi. Ne yapacaz şimdi? Diye sordum. Ben kimseye söz etmem görmemiş bilmiyormuşgibi davranırım oğlum ama o Emine kadına dikkat edin dedi. Anneni kastediyor. Bi bilse annen neler yapıyor?”

“Aman diim ortak.”

“Dur zamanı var herşeyim. Akıllarınca beni…” diye devam etti.

“Sonra Sümeyye’m ilk göz ağrım ama Hanife’m de iyidir sende ayırt etme oğlum dedi. Bekir’im çok anlayışlıdır da ama bunun kocası yok mu? Hiç anlamaz oğlum. Aksi lanetin tek**ir ama işbuldun ona da çok sağol. Kaynanan sürekli konuşuyor ha bire bende onu kesiyordum. Bende müsaitim. Ne zaman istersiniz ev sizin. Hem rahat edersiniz diye sinyali verdi senin kaynana. Kapalı ama tam kaşar senin kaynana. Resmen bende buradayım beni de unutma der gibi bakıyordu. Aslında kendini pazarlamaya gelmiş. Beni ne zaman isterseniz arayabilirsiniz. Her türlü konuda elimden geleni yaparım diye cevap verdim. Tabi ki ararım evladım, dedi kaşar. Bir ara telefonunu çantasından çıkardı. Eski bişey. Ya size yeni bir telefon alsak, şimdi numaram sizin telefonda bulunursa sorun olur dedim. Yok oğlum niye olsun. Yok, yok size yeni bir telefon lazım, diye ısrar ettim. Yok falan diyor ama istemem yan cebime koy misali. Neyse bir telefon aldık Amine hanıma. Bir görsen nasıl sevindi. Benim de aklımda sadece sikmek vardı aklımda kaynananı. Acaba bugün verecek mi diye düşünüyordum. Eve bırakayım sizi dedim. İyi olur. Sorun olmaz dimi deyince, niye olsun mehmet bey evladım. Bu ön koltuğa oturdu. Kocanız falan görmesin malum Sincan dedim. O evde değil. Koçhisar’a gitti, yarın oranın pazarı var da dedi. İçimden tamam bu işdedim. Arada bir bakıyorum o da bana bakıyor. Şehir trafiğine girmeyelim, dedim maksat yol uzasındı. Hem de yoklama çekeyim bu arada. Ses çıkarmadı. Anladı mı bilmiyorum ama boşver dedim. Bir ara vites kolundaki sağ elimi eteğinin üzerinden dizine attım. La sanki bunu yapmamı bekliyormuş gibi elimin üzerine kendi elini koydu. Bir görsen eteğin üzerinden bile sıcacık yanıyordu. Tabi yarak, kalkmaya başladı. Sonra da elimi bacağının üzerinde gezdirmeye başladıkendisi. Çok şanslıadamsın, talibin çok. İki kızımı da sikiyorsun, dedi ardından şuh bir kahkaha attı. Şaşırdım valla böyle türbanlıbir kadından böyle bir laf duymaya. Bende güldüm. Valla hiç kızmıyorum onlara. Onlar da kadın sonuçta. Damatlarımın veremediklerini sen veriyorsun, dedi. Senin yok mu istediğin bir şey, yok mu? Senin de her istediğin olsun istemez misin kızların gibi? deyince

“Ay nerde bende o şans. Kızlarım güzel ama ben yaşlı başlıkadınım…”

“Öyle deme, sen çok güzel bir kadınsın. Kızlarının güzelliklerini kimden aldığı belli değil mi?” Sonra da yavaşça eteğini sıyırmaya başladığım. O da etrafa bakıp,

“Ay yapma, biri görecek”, diyor ama dünden razı.

“Yok görmezler camlardan dedim.

Eteğinin altında ten renkli parlak bir külotlu çorap giymiş. Elimi üzerinden gezdirdim, kasıklarına gelmiştim ki bir anda, bacaklarını mengene gibi sıktı, elim kasıklarının arasında sıkışmıştı. Nasıl inliyor bir görsen. Yanıyor amına kodum. Sonra da,

“Ay yapma, yapma!” diyor. Naza çekiyor kendini aklınca. Amını okşamaya başlayınca külotlu çorabın üzerinden, başladıderin derin nefes alıp vermeye başladı, gözlerini kapatmış, dudaklarını emiyor, ısırıyordu. Nerdeyse orada yatırıp sikecektim. Sonra elimi çektim amından. Elini tuttum pantolonumun üzerinden yarağıma dokundurdum. İrkildi sonra da kıkırdadı. Hoşuna gitmişti. Başladı yarağımı okşamaya başladı. Sikim nasıl kalkmış… demir gibi oldu. Bir süre bu şekilde okşadıktan sonra ben bir şey demeye kalmadan, eğildi ve pantolonumun fermuarını açtı. Göz göze geldik. Dudaklarına yumuldum. Ortak harikaydı valla. Dudakları kor gibi yanıyordu. Nerdeyse dudaklarımı kopartacaktı. Sonra ayrıldık. İyice eğildi, kemeri çözdüpantolonu biraz aşağı çekip yarağımı iyice çıkarttı.

“Sümeyye’nin dediği kadar varmış.” Dedi

“Ne dedi ki Sümeyye?” diye sordum.

“Neler demedi ki.” Başladı eliyle otuzbir çektirmeye. Ellerini yarağımın üzerinde bir aşağı bir yukarı gidip geldikçe içim bir hoşoluyordu. Ağzına ne zaman alacak diye merak ediyordum.

“Sende Sümeyye gibi güzel yalayabiliyor musun?” Diye sordum. Bana baktı bişey söylemedi. Sonra da yavaşça yarağımıyalamaya başlamıştı. Dilini değdirdikçe yarağıma kalbim duracak gibi oluyordu. Sonra önce kafasını, sonra da sikimi yarısına kadar aldı ağzına. Ağzı sıcacık, fırın gibi. Hiç acele etmeden yarağımı yavaşça, usul usul yalıyor, emiyordu. Kafasını dondurma gibi emmeye başladı. Sağ elim sırtında dolaştırmaya baladım. Okşuyordum. Arabayı hemen kenara çektim.

“Kimse görmez değil mi?” diye sordu.

“Yok görmez merak etme sen. Devam et.” Dedim ve oturduğum koltuğu geriye çektim biraz daha rahat hareket etsin diye. Yeniden başladı yarağımı ağzına almaya. O kadar güzel yalıyordu ki… ortak laf aramızda anandan daha iyi. Kim bilir kaç kişiye daha önce böyle sakso çekti Allah bilir. Kaptırmış kendini bulduğu yarağın keyfini çıkarıyordu. Yarağımı boğazına kadar sokup çıkarıyordu, somurmaya devam ediyordu. Arada bir de yarağımın kafasına dilini dokunduruyordu. Sonra sikimi ağzından çıkardı. Başından başlayarak sikimi boydan boya yalamaya başladı, en sonunda da taşaklarıma indi. Öpmeye başladı sonra da sırayla taşaklarımısomurmaya başladı. Neredeyse boşaltacaktı. Sonra da yüzünü yanaklarını kasıklarıma sürtüyor, kokluyordu.

“Ohhh… nasılda özlemişim. Anam garı hep doğrusunu derdi. Bir adamın taşakları ne kadar büyükse o kadar iyi siker derdi.”

“Öyle mi derdi? Eee ben nasıl sikerim?”

“İyi sikersin iyi… kocaman şunlara baksana.” Dedi yeniden taşaklarımı öperek. Biliyon zaten türbanlı kadınlar tahrik ediyor beni, üstüne birde Böyle açık seçik konuşması… nerdeyse boşalacaktım. Eşarbına götürdüm elimi. Yumuşacık elim üzerinde kayıyor… içim gıcıklanmaya başladı. Boşaldım boşalıcam, nasıl sıktıysam türbanını, yarağımı çıkardı ağzından,

“Ne oldu?” diye sordu.

“Ohhh. Boşalıcam valla.” Dedim.

“Boşal, attır bellerini, tutma içinde…” dedi gülerek. Bu arada Yarağımın sıvıları ağzının kenarlarından akıyordu.

“Sende istiyo musun ağzına geleyim? Kızlarına geldiğim gibi.”

“Gel…hadi… Attır bellerini. Nasılda hasretim bir bilsen… Kaç yıl oldu?” dedi. Sonra da

“İlla istersen türbanıma da attır, kızlarıma yaptığın gibi. Yanımda başka eşarp var.” dedi göz kırparak.

“Sümeyye’nin de ağzında bakla ıslanmıyor… her şeyi de anlatmış sana. Neyse ben verici olmayı severim hele senin istediğini vereyim, önce ağzına bir attırayım da daha çok zamanımız olacak fantezi yapacak.” Dedim. Nasıl da memnun oldu ağzına boşalacağımı duyunca. Elimi yeniden türbanına koydum ve başını hafifçe aşağı doğru itmeye başladım. Eliyle sıvazlamaya başladı. Dibinden kafasına kadar okşuyor, kafasına tükürüyor, tükürüğünüemiyor, sonra yeniden sıvazlıyordu. Taşaklarım iyice şişmiş, küçük bir top gibi olmuştu ağzına aldıyeniden. Her iki taşağımı da emdi uzun uzun, dilledi, yaladı. Başını ipek türbanın üzerinden okşuyordum. Delirmiş gibi büyük bir iştahla ağzına aldığı taşaklarından sonra bu kez de kasıklarımı emdi, yaladı.

“Boşalıcam”deyince sikimi ağzına aldı yeniden. Ardından da yarağımı sıvazlamaya devam etti, 31 çektirir gibi. Bende daha fazla tutamadım kendimi. Nasıl boşalıyorum. Döllerim büyük bir tazyikle ağzına attırmaya başladım. Elini sikimin üzerinde yukarı aşağıhareket ettirip taşaklarımdaki bütün dölleri boşalttı. Öldüm sandım zevkten. Sonra yutkundu ve yuttu hepsini. Sikimi ağzına aldı yaladı emdi diliyle temizledi. Doğruldu. Yüzünden belli oluyordu mutlu olduğu.

“Çok güzeldi. Harika bir kadınsın.” Dedim.

“Öyle mi? hoşuna gitti mi?”

“Hem de nasıl. Valla kızların bile bu kadar güzel ağzına alamıyor. İliklerimi kuruttun.” Dedim. Elini tuttum ve sıktım.

“Evde de yalnızsın kocamda yok diyorsun. Şimdi senin canın sıkılır yalnız. Ne yapsak ki acaba?” dedim. Güldü.

“Sen beni bir eve bırak, hazırlık yapayım. Hava kararınca sen de gelirsin. Kapıyı açık bırakırım.” Dedi.

“Bu kaynanan iyi içiyor biliyorsun değil mi? Dedi bana.

“Hadi haberim yoktu açıkçası.” diye cevap verdim.

“Neyse daha öğrenecek çok şey var ailen hakkında” diye devam etti. Sonra eve yakın bir yerde bıraktım kaynananı hava kararınca da apartmana girdim. Kimseye görünmeden. Kapıyı aralık bırakmış. Dediği gibi. İçeri girdim. Sanki kocasını bir bekleyen kadın gibi öylece duruyor. Elimdeki poşetleri bıraktım yere. Sarıldım başladık öpüşmeye. Yangını başına vurmuş nasıl inliyor. Dayadım duvara başladım eteğin üzerinden kalçalarını okşamaya. Boynunu boğazını öpüyorum, yalıyorum. Hele o memeleri yok mu sutyene sığmıyor. Başladım hamur gibi yoğurmaya.

“Ohhh devam et.” Demeye başladı. Zevk alıyordu besbelli.

“Kızların neden bu kadar güzel şimdi daha iyi anlaşılıyor. ” Dedim.

“Devam et, daha neler var bende görmedin sen” dedi. Elimden tuttu yatak odasına götürdü. Bir an önce sikilmek istiyordu besbelli. Sonra yatırdım yatağa. Sikim kalkmış, gündüzden o kadar azdırdı ki bir an önce amına sokmak için bende yanıp tutuşuyordum. Sırtüstü yatarken üzerimdekileri çıkarmaya başladım. O hızla zaten soyunmam uzun sürmedi. Elleriyle bedenimi okşuyordu. Önce gömleğinin düğmelerini açtım teker teker. Altında beyaz bir sutyen onun da altında o karpuz gibi büyük memeleri. Sutyenin üzerinden öpmeye başladım memelerini. Mis gibi kokuyordu. Sanırım gelince banyo yapmıştı. Sonra eteğini sıyırdım. Gene sutyenin eşi olan beyaz külotuyla yatıyordu. Vücudu bembeyaz süt gibi. Yaşına göre de çok iyi. Buruşuk buruşuk olur diye düşünmüştüm ama kendine iyi bakmış. Sutyenini çıkarmadan memelerini içinden çıkardım. O büyük siyah uçları üzüm gibi büyümüş zevkten, yumuldum aç kurtlar gibi. Başladım emmeye somurmaya. İnlemeye başladı. Elimi beyaz külotun içine soktum. Pırıl pırıldı. Bir tane bile tüy yoktu sanırım. Başladım parmağımı amına sokmaya. Sulanmaya başladı. Biraz daha parmaklamaya devam ettim. Sonra da hiç ayırmadan dudaklarımı yukarıdan aşağı doğru inmeye başladım. Beyaz külotunun üzerinden amına indim. Bir sıcak, bir sıcak, amı yanıyor. Bacaklarını ayırdım sonra da yumuldum. Başladı hafif hafif titremeye. Ulan dedim boşalıyor mu yoksa. Bu kadar çabuk nasıl olur diye düşünürken külotunu sıyırıp çıkardım. Amı pırıl pırıldı tam tahmin ettiğim gibi. Hafiften sulanmış. Yumuldum hemen. Dilimi amının içine sokarken amının dudaklarını somuruyordum. Başladı gene ahlamaya. Elini saçıma attı. Hem okşuyor, arada birde tutup çekiyordu. Dizlerini kırıp hafifçe yukarı kaldırdı. Götünün deliği de ortaya çıktı tabi ki. Amı gibi tertemizdi. Bulmuşum pırıl pırıl amcığı bırakmadım. Klitorisi fındık gibi büyümüş, aldım dudaklarımın arasına emzik gibi emmeye arada birde de dilimle yalamaya başlayınca başladı zangır zangır titremeye. Böyle on dakika kadar devam ettim. Sikim kazık gibi olmuş, demir gibi sertleşmişti. Gündüz böyle azgın görünce tedbirimi alıp ilaç içmiştim. Sonra üzerine uzandım. Sikim amının üzerinde, bir hareketle içine girecekti nerdeyse. Yeniden dudaklarına yumuldum. Dudaklarını parçalarcasına öpüyordum. Sarılmış bana, elleriyle sırtımı okşuyordu. Birden sikimi bacaklarının arasına alıp ezmeye başladı. Dudaklarını kurtarıp,

“Hadi sok, Gir içime dayanamıyorum artık.” dedi.

“İçine girip kocan olacağım senin. Daha fazla bekletmenin manası yoktu. Ayak bileklerinden tuttum. Bacaklarını yukarı kaldırdım. Dizlerinden kırıp omuzlarıma attım. Sulanmış amı tabak gibi ortadaydı. Yarağı şöyle bir sıvazladım, ardından amına bastırdım. Yavaş yavaş yüklendim.

“Ohhhh…” Dedi ki sesi hala kulaklarımda.… Valla ortak yaşına göre amı da dardı. Gözlerini gözlerime dikti. Yarağım yarısına kadar amındayken ileri geri hareketlerle amına girmeye başladım. Kollarını iki yana açmış, çarşafı sıkıca tutmuştu. Derin derin inliyordu. Hızlanmadan, belimi ileri geri oynatarak amına girip çıktım bir süre daha. Dolgun ve iri memeleri ağır ağır sallanıyordu. Biraz daha hızlandım. Yeniden ahlamalara başlamıştı. Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Altımda feryat ediyordu. Amıda sulanmaya başladığı için rahatça girip çıkıyordum. Sonra sertçe yüklenmeye başladım amına.

“Ayy, yavaş, Ayy!” diye bağırmaya başladı. Durmadan amına hayvan gibi yükleniyordum. Yarağım amında piston gibi çalışıyordu. Amının sıcaklığını hissediyordum. Bana sarıldı ve sırtımı okşamaya başladı bir anda.

“Yavaş, lütfen yavaş!” deyip duruyordu. Bende durmadan amına sokuyordum yarağımı. Gittikçe hızlandım.

“Yavaş, yavaş…” dese de amına daha sert ve şiddetli pompalamaya başladım. Koca memeleri yarak darbelerimle sallanıyordu.

Dakikalardır sikiyordum. Bir süre sonra bağırmaları kesildi, sadece derin derin inliyordu. Zevki bir arada yaşıyordu. Dudaklarından öpüp içinden çıktım. Ardından yatakta domaltıp dört ayak üzerine getirdim. Bir elimi beline koydum ardından dibinden tuttuğum yarağımı amına sokmamla başladı yeniden inlemeye. Yavaş tempoyla amına girip çıkmaya başladım. Amının sıcaklığın içimi yakıyordu. Ellerimi beline koydum ve biraz daha hızlı sertçe girip çıkmaya başladım amına. Her giriş çıkışımda yatakta ileri geri sallanıyordu. Kolları üzerinde domalmış halde dururken ellerini hala başından çıkarmadığı pembe tülbendine götürdü ve tamamen açtı başını, kumral saçları omuzlarına döküldü. Bunu görünce yarağımı dibine kadar soktum ve öylece durdum. Biraz daha ileri gittim ve sağ kolumla beline sarıldım. Elimle göbeğini okşuyordum. Boştaki sol elimi yatağa koyup destek alarak üzerine biraz abandım. Tek vücut olmuştuk. Kulağına eğildim ve

“Oh. Aminem… harika kadınsın. Daracıksın… Sanki sikilmemiş gibi.?”

“Sik beni erkeğim…sik…” derken kalçalarımı hareket ettirmeye başladım. Fırın gibi sıcak amının içinde gidip gelirken

“Bundan böyle benimsin. Erkeğin benim.” derken sikmeye devam ediyordum.

“Sik.. sik… sik beni..” diye söyleniyordu. Biraz da bu pozisyonda siktim. İlacı da içince çabuk boşalmayacaktım. Baktım yorulmaya başladı. Yeniden çevirdim yatakta yeniden sırtüstü yatırdım. Bacaklarını yeniden tutup omuzlarıma koydum. Dizlerimin üzerine çöküp yeniden amına soktum yarağımı. Önce yavaş yavaş ardından hızlanarak gidip gelmeye başladım. Ellerimi de göğüslerine koyup okşamaya sıkmaya başladım. Gözlerimiz birbirine kilitlenmiş aşıklar gibi bakıyorduk. Yarağımı dibine kadar her soktuğumda kasıklarımız sertçe birbirine çarpıyor. Çıkan ses odanın içinde yankılanıyordu. Hızlandıkça gözleri kapanan amine inlemeye başlamıştı yeniden. Çok harikaydı. Nefes alıp vermesi gittikçe hızlanıyor. İnlemeleri çığlığa dönüyordu. Galiba boşalmaya başlamıştı. Ellerini kalçalarıma koydu ve hızlıca tempo vermeye başladı. Üzerine abanınca, bu sefer kollarıyla beni sıkıca sardı. Dudaklarımı boynuna gömdüm. Öpmeye, yalamaya sonunda da emmeye başladım. Sertçe içinde gidip gelirken,

“Attırıcam içine amını doldurucam şimdi…”

“Attır erkeğim attır. Doldur içimi. Ohhh. Doldur erkeğim…” deyince daha fazla amına daha sert yüklendim. Sonra da sarsıla sarsıla amına patladım.

“Ohhh… sik doldur amımı. Doldur. Ohhhh…” derken döllerim tazyikle amına akarken, gidip gelmeye devam ediyordum. Kaynanan çılgına dönüyordu aldığı zevkten. bir süre daha gidip geldim amında. Çıktığım zaman amından döllerim kasıklarına, yatağa akıyordu. Elinden tuttum kaldırdım.

“Ayy.” diyerek doğruldu. Dudaklarından öptüm.

“Harika bir kadınsın sen. Çok güzeldi. Seni hep sikerim ben”

“Kızlarımı da böyle sikiyorsun ki seni bırakamıyorlar” dedi. İlaç içtiğim için sikim tam olarak inmemişti. Bunu görünce,

“Bu ne…” diye sorunca.

“Senin için hazır yine.” dediğimde,

“Ay ben yoruldum, biraz soluklanalım. Bu ne azgınlık böyle.” dedi gülerek.

“Beni azdırıyorsun!” dedim gülerek. Duyduklarımın şaşkınlığıyla ağzı açık Mehmet’i diniliyordum.

“Vay ortak. Doğru mu bunlar?”

“Aynen ortak onun için dedim sana annen ve kaynanan çok tehlikeli diye.”

“Vay amına koyim. Sonra?” diye sordum merakla.

“Nasıl siktin sanıyorsun kaynananı?” dedi.

“Ne!!!”

“Aynen öyle ortak.” Bir şok daha yaşamak üzereydim.

“Dinlemeye devam ortak.” Dedi.
Publié par girl_hunter
il y a 2 ans
Commentaires
ou pour publier des commentaires